27 Ağustos 2024 Salı

Ferdi...

 

İflah olmaz bir teknik topçu sevdamız var bizim.

O yüzden küçüklüğümüzde Dünya Kupası'nda Fenerlilerin çoğu Brezilya'yı tutardı.

Her sezon açılışında teknik bi topçu arardık.

Oğuz, Okocha, Alex sevdamız bundandır.

Ama asıl yeni yetenek aramak vazgeçilmezimiz.

Aygün bu yüzdendi, Tarık Daşgün bunun için.

Bi de huyumuz var inanır mısın;

Takım oyuncusu, kimya şu bu tamam da,

Topçuyu 3 saniyede anlarız.

Seni ilk keşfettiğini ve en çok sevdiğini söyleyen bu yüzden çok işte.

Daha topa dokunduğun an bi kalbimiz attı.

Hızlı, kıvrak, çelimsiz, ille de teknik.

Yedek kaldığında sanıyorsun ki umudumuz bitti, asla...

Bizde teknik topçuya dair umut bitmez, bekledik.

Bekledik ama bu kadar olacağını yalan yok biz de bilemedik.

Sonra Pereira geldi seni 5linin soluna koydu, kızdık.

Sen bizim yıllardır beklediğimiz teknik topçuydun,

Çok koşmayacaktın, ileride pır pır çalım atacaktın,

Herkesi ipe dizip topu köşeye bırakacaktın,

Düşlerimiz böyleydi...

Gün gün büyüdün sonra gözümüzün önünde.

Kolun bacağın kasların.

Vurunca devrilen küçük çocuk gitti, çelik bir topçu geldi.

O zamanlar anlayamadık, asıl büyüyen elin kolun değil karakterinmiş.

Tek tek yedirdin bize sol bekliğine güvenmediğimiz günleri.

Önce gücün arttı, sonra alan hakimiyetin...

Tadiç'le bambaşka bir yere çıktı seviyen.

90 dakikada kaç kez ileri geri bindirdin sayamadık.

Maçın uzatmasında bile kontra önlemek için depar attığında tribünde evde seninle ayaklandık.

Maç kadrosu açıklandığında yıllar sonra ilk kez sol bekin adını aradık.

Top sana geldiğinde rahat nefes aldık, seninle  hücuma koştuk, seninle savunma yaptık.

En çok neye şaşırdık biliyor musun,

Öyle sessiz sakin duruyordun çok konuşmuyordun ya,

Bu dev aidiyetini anlayamadık.

Geri düşülen maçlardaki hırsına hayran kaldık.

Seyrantepe'de havalanan yumruğuna haykırdık,

Elini armaya vurduğunda ağladık.

Arma demişken,

Biz çok arma öpen gördük biliyor musun kardeşim,

Hamasete kandık zaman zaman.

Armayı öpmenin değil formayı terletmenin asıl değer olduğunu sende gördük.

Hatılıyor musun; bir maç sonu sana çeviri yapılırken,

Arda "abi anlıyor ya aslında, çok konuşmuyor sadece" dedi.

Tam da öyle biliyor musun kardeşim,

Sen çok konuşmadın ama bizi çok iyi anladın.

Bizim kadar tutkulu, bizim kadar coşkulu, bizim kadar duygusal,

Ama bizden çok daha profesyonel, daha gerçekçiydin.

Balkanlardan gelip basketbol tarihimizi değiştiren o adam gibi,

Mazeretsiz, bahanesiz, az konuşup çok çalışarak başardın.

Damat Ferit gibi yakışıklı, Mahmut Hoca kadar kuralcı,

Antrenmanda ve maçta doğrucu çocuk Ahmet,

Galibiyet kutlamalarında aniden Güdük Necmi,

Hababam güm güm güm be kardeşim...

Şimdi ben sol çizgiden çalımlarda ilerleyişini de anlatabilirim,

Ceza sahasına soldan girip sağına çeke çeke uzak köşeye vuruşunu da;

Şahane verkaçlarını övebilirim mesela,

Ya da ters kademeye girerken ciğerini sahaya bırakmanı...

Ama aklımda hep ne var biliyor musun;

Çok beklenen bir gol geldikten sonra toplu sevince yürürken iki elini yumruk yaptığındaki o hırs.

Bir Ezginin Günlüğü şarkısı gibi,

Usul usul ama gür, bağırmadan güçlü...

Ya da Müzeyyen Senar...

Fikrimin ince gülü be Ferdi.

Gitmeni istemiyordum ama buraya sığmadığını da biliyordum.

Gitmelere alışığız aslında biz.

Buna rağmen veda etmeyi çok beceremeyiz.

Seni hak ettiğin gibi uğurlayamadıysak kusura bakma,

Adana Demir maçında oyundan çıkarken bu yüzden ayaklandık hepimiz,

Maç sonu tüm tribünleri bu yüzden dolaştırdık,

Anladık ama dillendiremedik, 

Bildik de söyleyemedik;

Düşlerine, yolculuğuna saygı duyduk ama,

Ne bileyim işte, sen de bizim Tottimiz ol istedik...

Şimdi biz de Can olmanı bekleriz o zaman,

Oralarda başarılı olsan da bir gün yeniden Çubukluyu giymeni isteriz...

Bugün sana veda ederken, uzun uzun gollerini anlatabilirim mesela,

Asistlerini tek tek sayabilirim,

Hepsi değilse de çoğu aklımızdadır,

Bilirsin biraz hastayız.

Ama ben en çok karakterini yazdım gönül defterime;

Pes etmeyişini, çalışmanı, işini konuşturmanı.

Altyapılarda senin gelişimini anlatırım,

Her ne için mücadele edersen etsin çocuğuma seni örnek veririm.

Arda ile Fenerli olan yeğenimin forması hala 7 numara

Hala gururla Kadıoğlu yazıyor...

Yani anlıyorsun işte be Ferdi;

Gittiğin yerde de bizimlesin;

Olduğun her yerde seninleyiz;

Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe

Olsa da forman mavi beyaz

Senin evin Fenerbahçe...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder