16 Şubat 2014 Pazar

ali ismail korkmaz...

sisli bir gece yarısında, kırık bir lambanın altında diye başlar tezahürat...
öyle bir gece yarısında kıydılar sana...
vamosun güzel çocuklarının hepimize ezberlettiği gibi işte;
daha 19 yaşında... 
hem de yüreğimizde geleceğe dair umudun en çok ısındığı gecede.
tam da dört bir yandan, her bir yaştan hepimiz özgür bir dünya için haykırırken.
bir fırıncı çelme taktı önce, bir esnaf yolunu kesti, sonra tekmeler sopalar...
hastanelere almadılar seni çocuk... azcık başın ağrır geçer dediler... eve gönderdiler...
uyudun sonra sen... her bir yanında darbe.. acı... yara...
düşlerinde özgür dünya...
bugün sokaklardaydık yine biz... binler.. onbinler yüzbinler...
gördün biliyorum...
ara sokaklardan sel gibi aktık caddeye...
tıpkı senin 1 haziranda yürüdüğün gibi... isyanla;  umutla...
sırtımızda; öptüğün çubuklu forma...
kamyoncu saitin oğlunu geldi ankaradan, otobüsler umut taşını izmirden hataydan amasyadan...
6 aylık bebekler selam söyledi sana süt kokulu bakışlarıyla...
80 yaşında dedeler senden güç aldı vurdu yola...
renkleri bir kenara bıraktık bugün; sarının lacivertin yanına kırmızıyı siyahı beyazı kattık...
omuz omuza verdik ismini haykırdık...
televizyondan "ali ismail bestesi söylenir kimse engel olamaz" diyen adamı selamladık...
almanyadan kanadadan hollandadan gelenlerle kucaklaştık...
biz bugün senin için ağladık ali ismail... biz bugün haykıra haykıra adalet aradık...
sana kıydıkları kaldırımları ezdik geçtik ali ismail...
sana vurdukları sopalarda özgürlüğün bayrağını dalgalandırdık...
leftere selam gönderdik çocuk... kucakla bizim için ali ismaili dedik.
sar sarmala...
çığ gibi geçtik kentin caddelerinden... yürüdükçe büyüdük... 
yeni sesler eklendi sesimize...
parka varana kadar tuttuk kendimizi ismail.. düğüm düğüm kaldı boğazımız...
sonra seni pamuklara sararak büyüten kadın geldi...
7 ayda 17 yıl yaşlanan, gözlerinden hüzün akan kadın...
mahkemenin orta yerinde katillerinin gözünün içine baka baka 7 saat oturan,
acıyı bal eyleyen dirayetli kocaman yürekli kadın...
emel anne geldi parka ismail.. aylardır her hafta adını haykırdığımız parkımıza...
ali ismail korkmaz fenerbahçe yıkılmaz diye ilk kez haykırılan banka oturdu
ta içine baktı gözümüzün.. ağzını bile açmadan konuştu bizimle.. 
ismini satırlara döken palamultras ercan hepimizin adına aldı sözü...
bırakmayız ana dedi... merak etme... ne ali ismaili, ne düşlerini ne formasını... bırakmayız...
daha nasıl dayansındı yürek ali ismail... çok ağladık sana çocuk.. 
emel anneye göstermeden... köşelerde.. kuytularda... 
berkin elvanın babası da geldi biliyor musun..
uyan artık çocuk dedik... uyan berkin...
lefterlerin küçük hüseyinlerin ruhunun gezindiği yere götürdük emel anneyi ali ismail..
hep bir ağızdan haykırdık tarihten hiç silinmeyecek ismini...
maç bitti çıkmadık stattan... bitti sandıkça yeniden başladık sana...
en güzel alper oynadı biliyor musun çocuk?
belli ki selam gönderiyordu sana kıydıkları topraklara...
hani annen ne güzel söyledi ya çocuk;
ali ismailim yaşasa tercüman olmak istiyordu, giderken gençlerin özgürlük isyanına tercüman oldu diye..
sen bizim diyemediklerimizsin ali ismail...
sen bizim yüreğimizsin...
bu yürek artık hiç susmaz be çocuk...
sen rahat uyu orada... sözümüz var sana.. 
davan dosya değil, içimizde yaradır.. kapanmaz.. 
ali ismail korkmaz.. fenerbahçe yıkılmaz...