17 Mayıs 2012 Perşembe

mektup...

yüreğimin orta yerinde bir sancı vardı...
ocak 15, soğuk mu soğuk...
fena vuruyordu denizden denizden namussuz rüzgar...
tüm sevdiklerim oradaydı biri hariç...
tüm sevenlerim.. biri eksik...
yok yok hepiniz güzeldiniz o gün.. hepiniz çiçek...
çok koydu bana sizi bırakıp gitmek...
o koca asrın en zor yılında...
namertle, vicdansızla karşı karşıya...
ne kadar vakurdu beni omuzlayanlar...
ve ne kadar gururluydu papazın çayırına gözyaşı akıtanlar...
uzanıverdim sonra en huzurlu olduğum yere..
sonunda kavuştum ayetullah beye basrilere...
kulaklarınızı çınlattık uzun uzun...
ağladık...
10 temmuzu anlattım zeki rıza beye...
dedim gurur duy torunun da oradaydı diye...
20 eylül destanında göğsü kabardı hepsinin...
cennette haykırdık birden.. yaşa fenerbahçe...
sonra izledik sizi hep...
kocaman bir adam gördük samandırada, saraçoğlunda...
gururlu, onurlu, dimdik...
bir volkan gibi alevle taşıdı emaneti pala bıyıklı çocuk...
gönülden sevdik her birini...
her damla terleriyle ıslattılar kutsal emaneti...
en çok onu sordular bana...
emaneti o devraldı ne de olsa...
bir güzel adam ki yüreğimizi ısıttı,
105 yıllık çınarın en güzel dalısın alex de souza...
şu mohikan saçlı çocuğu beğendiler çokça...
yerinde duramadı çubuklular küçük oğlan çatala vurdukça...
canımızı yaktı emreye atılanlar...
sahada kim varsa hepsi cengaver hepsi serdar...
kardeşten ayırmadık yoboyu bekiri diayı...
gördük ki şeref için yakıyorlar dünyayı...
samet tercüman oldu sevdamıza...
hasanı eş tuttuk evladımıza...
orkunlarla direndik mertlikleriyle umut'landık...
onur için mücadele verirken evlatlarımız...
ertuğrulla aydınlandı karanlıklarımız...
çağlayanda görmediniz mi bizi...
adalet çay bahçesinin hemen yanındaydık...
her biber gazında yandı gözlerimiz...
en büyük acılarda sizinleydi yüreğimiz...
dünya üstüne yağarken emre nasıl dayandı trabzonda...
çünkü küçük hüseyinin büyük yüreği vardı yanında...
şu reto ne güzel çocuk dedik köşeye yuvarlarken...
bizim de yüreğimizi yaktı sizle ağlarken...
sahi ne çok beklemiştik o günü...
ne kadar güzeldiniz hepiniz...
bir onur mücadelesi meyve verecekti...
kimbilir yine hangi karanlık eller engelledi...
hiç kızmadınız... gururlandınız...
tam da avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlarken kahramanları...
nasıl da içimizi yaktı biber gazları...
biz sizden kupa istemedik ki hiç...
çubukluyu sizdeki o koca yüreklere emanet ettik...
o küçücük yavrulara ağladık annelerinin yanında gözleri yaşlı...
nasıl da koşturuyordu.. caresiz babaları telaşlı...
tek bir cana malolmadan bitti ya kabus gece...
kupası tabelası kimin umrunda...
hani giderken üç satır karalamıştım ya sana...
demir parmaklıkların arkasındaki adam...
sana hakkım bin kere helal olsun,
bak yine söylüyorum buradan...
şimdi bilin ki asırlık çınarın savunucuları...
şimdi tribünler inlesin binlerce kere...
hakkınızı helal ettiniz leftere...
ve bugün adanın en güzel yerinden bakarken sizlere...
iyi ki çubuklusunuz hepiniz...
iyi ki fenerlisin aykut kocaman...
iyi ki bizimlesin alex kaptan...
topuk yaylasından çağlayana her bir taraftar...
105 yıllık tarihte silinmez yeriniz var...
hakkım helal olsun sana aziz başkan...
emanet sende taçlanıyor güzel adam rıdvan...
babası efe utkuyu merak etme...
annesi üzülme erkin bizlerle...
bizimle mutlu kamyoncu sait...
necati burada da coşkun...
üç etekli ak puşulu türkü bakışlı...
kadınlar ne çok yürüdü destana doğru...
ey çınara emek veren tüm çubuklular...
her hakkımız helal olsun size...
hala ağlıyorsa çubuklu giyen bir çocuk...
islam baba selam söylüyor...
bazen hüzün varsa çubukluya...
başını çevir bak göklere...
ne gelen kupada aklımız ne derdimiz şampiyonluk...
de ki çubuklunun kendi en büyük mutluluk...
ee bunca laf ettik...
artık bitti kalem doldu defter...
size hakkını helal eder...
adadaki çınarınız lefter....

10 Mayıs 2012 Perşembe

zafer...

En önde gökhan gönülün olması normaldi...
ya da alexin...
mehmet topuz da olsa yeriydi...
ama zieglerin omzundaydı lefter...
italyadan çıkıp gelmiş bir isviçreli...
donuk bakışlı adamların ülkesinden...
gözlerinde gurur vardı oysa...
gururun en acısı...
biz gözümüzden süzülen yaşlarla tribünde...
o an birbirimize söz verdik...
mayısta bu ellerde kupa yükselecek...
ve o kupa bir onur nişanesi olarak adaya gidecek diye...
büyük adanın büyük adamına sözmüz var bizim...
adına tabiyetine laf edenlere inat...
yıllarca bu ülkenin hem formasını
hem üniformasını gururla taşıyan küçük dev adama...
veda edeceğini anlayıp karaladığı o birkaç satıra sözümüz var...
ömrünün en büyük sevdasına,
tarihinin en zorlu günlerinde veda eden bir adama sözümüz,
ve ona bunu yaşatanlara bir çift lafımız var...
geçen yılın kavurucu bir ağustos gününde çekip giden necati amcaya borcumuz var bizim...
ömrüm oğluyla omuz omuza maç izleyerek geçti...
torunu omzumda büyüdü...
ve omzumda ebediyete uğurlarken...
hayatınca sevdiği fenerbahçesine şikeci diyorlardı...
aklandığımızı göremeden gitti, tertemiz olduğumuzu bilse de...
efe utkuya sözümüz var...
yaşını doldurmadan gittiği o kara toprağa bir kupa daha götürecek babası...
cemre dedesine bir kahramanlık öyküsü daha anlatacak...
erkin yine gülümseyecek kara toprakların altında...
gazetedeki o siyah beyaz fotoğrafta olduğu gibi...
laciverte bakar gibi.. sarı... sıcacık.. içten...
yalnız da olmayacağız hem...
papazın çayırında koşturanlar yine bizimle...
bizimle karamürselden kaçıp gelen pazarcılar...
defterlerin arkasına iki şerit çeken çocuklar....
samsunda bir semaverin kulpuna iliştirilen çubuklu ip...
elazığda bir çay ocağındaki posterden bakan aziz pierre...
bizimle dua edecek yüreğinin sesiyle 7-9 nöbetinde teleri bekleyen memet,
haberin var mı?
örgüsü elinde şişlerin üzerinden umarsızca bakarken
yüreğinde fırtına kopan anneanne bizimle olacak aslında...
radyo başında kalbi küt küt atacak avustralyada bir bakkalın...
eylülden marta nice destan yazan kadınlar orada olacak...
edanın erdemiyle yükleneceğiz...
nevriye gibi yılmadan...
bak kalbindesin hep selçukla rıdvanın...
basriler yımazlar hüseyinler omuz omuza yapacak ilk düdükle...
sonra hep birlikte haykıracağız;
uykusuz geçti geceler kan ağladı yürekler
başını öne eğme aldırma fener çok yakında güneşli günler...
kuura bakmayın nahit amca gelemeyecek tribüne...
bir tek parçalı maçlarına gelmez çünkü ankaradan...
ama hesap dağlarladır gülüm.. umut dağlarla...
şimdi o umudun sahaya inme zamanıdır...
10 aydır dökülen gözyaşlarının...
kabaran yüreklerin sevdasını haykırma günüdür...
maç bitip tabelada yazan skor dünyayı ayağa kaldırırken...
her ne olursa olsun kucaklama zamanıdır asrın kahramanlarını...
avuçları patlatırcasına alkışlama zamanıdır çubukluyu onurlandıranları...
çünkü siz çubuklular...
başımızı hiç öne eğdirmediniz bizim...
ne kadar hakkımız varsa üzerinizde her zerresi helaldir...
şimdi ananızın ak sütü gibi helal kupayı da alma vaktidir...
topuk yaylasından caddeye koşanların teri var o kupada...
çağlayanda nöbet tutan liselilerin nefesi...
hasanın sametin haksızlıklara karşı aylarca döktüğü gözyaşı...
şimdi son kez söz sizde kahramanlar...
lefterin emanetini taşıyanlar...
bir umudumuz sizde bizim...
gözümüz gönlümüz sizinle...
bak yoğurtçudan sana sesleniyor taraftar...
giy formanı çık sahaya... yüreğini koy ortaya...
koy yüreğini göster öfkeni...
parçalı yenilecek zafer yakında...
yani.... çocuklar inanın güzel günler görüyoruz...
bekle bizi lefter baba...
evlatlarını omuzladık.. kupayla geliyoruz...