22 Haziran 2012 Cuma

reto...

lucianoyu bilir misin sen isviçreli adam?
rapajç adını duydun mu hiç?
biz çok severiz onları bilir misin?
bak mesela fabio.. luciano yani...
şampiyonluğun en kilit golünü atmıştı sakarya'da...
o, "çocuklar inanın" bestesinin zirve yaptığı gün vardı bi de,
denizliye attı kupa maçında...
cimboma, beşiktaşa...
ama bu yüzden sevmedik ki biz onu..
golden sora o formayı çimlere serişi var gözümüzün önünde hep,
bir de olcanı daha küçücükken kavga ederken rakiple,
şööyle bi sarmalamıştı ya hani... o an işte...
rap rap baba desen... of be....
aşırtma bir vuruuuşş, rapaç atıyor 4 oluyooorr..
antep maçı vay ki vay... fenerbahçe yıkılmaz...
soora hani mondragonla victoriaya poz verdirdiği maç....
süüper bir gol harika harika...
ama bu da değildi işte mesele...
hani o kader maçı kadıköyde... cimboma karşı öndeyiz...
kontraya kalkmışım 3e 2....
tak diye taca attı topu... rakip yerdeydi çünkü...
tribün tam feryada girişirken elini kaldırdı sadece, kaldık öylece...
öyle severdik çünkü...
ne dedi giderken.. başka takıma gidemem türkiyede..
istediler de haa... güldü sadece....
başını ağrıttım değil mi reto.. kusura bakma....
ama bil istedim be baba...
seni kim gibi seviyoruz seni niye seviyoruz bil istedim be kardeşim...
nerden tanırdık yoksa.. bi tane sarı kafalı beyaz yüzlü adam...
öyle gelmiş italyadan ama isviçreli...
malum, mevzumuz var sizinkilerle.. ön yargılıyız ama çubukluyu giyene de hastayız...
nerden bilirdik be kardeşim... aklımızı aldın, kalbimizi çaldın....
yerini hiç kaybetmiyo filan dedik önce.. atağa da iyi bindiriyo.. hızlı geri dönüyo...
efendi bi adamı ekledik sonra...
ama o gün yok mu o gün...
çivi çaktın hafızaya...
yanlış anlama, herkes omuz verdi tabuta...
ama sen daha yeni gelmiştin be adam...
bırak büyükadayı...
daha kadıköy iskelesini bile görmemiştin belki...
nerden bildin onca sevdiğimizi de bizim gibi omuz verdin lefter babaya...
nasıl dimdik durdun öyle çınar gibi...
nasıl yanıyordu gözlerin bahçenin feneri...
taa o gün demiştik işte...
çubuklu emin ellerde...
sonra biraz formun düştü sanki be reto...
kademe hatası filan oldu...
ama o dik duruşta, o kavgaya sahip çıkmada bir gram düşmedin be kardeşim...
tribüne çıksan sette dururdun eminim...
o golü hiç anlatmayayım istersen...
alex ( yollarına ölürüz ) de iyi verdi hani....
ama sanki mesele gol değildi sanki...
mesele o golün önemini en az bizim kadar anlamandı...
yoksa sen 12 mayısta şampiyonlğun kaçmasına ağlamıyor muydun yahu?
belki de veda ediyordun ha?
az ağlamayınca göz ağlamazmış derdi annem...
sen bizim özümüzdün de ondan mı ağladın be kardeşim...
ah be isviçreli adam...
hayat bazen acımasız be...
olmadı işte... yabancı sınırlaması.. yeni oyun planlaması filan...
sen yabancı mıydın kardeşim.. var mı bizi sen gibi anlayan?
gitttin mi bilmiyorum ama biz seni gitti saymıyoruz be reto...
kiminin 10 yılda yapamadığını 10 ayda yaptın ba kardeşim...
sen artık bizim için çubuklu bi efsanesin...
sen gersonu bilir misin reto? pesiç'i, brian nielseni...
ucheyi högh'ü...
hah iyi ezberle isimleri..
senin yerin artık onların yanı...
sana sorarlarsa en çok arenadaki golü sevdiğini söyle...
ama bizim için golden de gollerden de..
puandan da puanlardan da önemlisin...
basri gibi mehmetçik, lefter gibi abidesin...
sarı kadar sıcak lacivert kadar asilsin...
reto kadar umut ziegler kadar gurursun..
artık nereye gidersen git reto
bundan sonra hep fenerbahçelisin 
çünkü sen de bizim gibi reto...
hem çubuklusun hem fenerbahçesin...



13 Haziran 2012 Çarşamba

maraton...


daha tren tam durmadan açımırdı kapılar...
ve sabırsız ayaklar atlardı kızıltoprak istasyonuna...
hız kesmeden devam ederdi adım sahipleri...
tren yeniden hareket ettiğinde onlar sokağa inmiş olurdu...
içlerinde bir baba oğul...
çocuğun gözleri ürkek...
yanda bir kız bir oğlan.. sarmaş dolaş...
biri sarı giymiş biri lacivert...
bir sevdanın iki yarısı...
önce bi uğultu uzaktan, sonra kulaklara çalınan melodiler...
tanıdık bir final...
senin sevgin bu dünyadaaaa.....
baba maratondan alacakmış bileti... 
oğlanın ilk maçı güzel yerden izlesin...
sevgililer yeni açığa.. adnan abinin hastasıyız...
eyvah yağmur başladı...
bak karşı yoldaki amcanın şemsiyesi de yok...
of kuyruk da fena...
yola çıkan köprü izdiham...
abiler çocuk var biraz yavaş...
duvar dibine su dolmaya başladı...
aşağıdakilerin bilekler suda...
dert eden yok ama...
dillerinde hoş bi sada...
senin sevginle geldiikkkk bu şerefsiz dünyayaa....
baba ceketini çıkarmış oğlanın kagaya omza dolamış...
gömlek sırılsıklam...
üşüdüysen gidelim oooluummm...
çocuğun gözler ürkek diil artık ışıl ışıl...
baba seni çok seviyorum....
kemik gibi abiler var kuyrukta...
çakmak çakmak bakıyorlar...
belli ki kalplerinde en çok
Fenerbahçeyi yaşatıyorlar...
şemsiyesiz amca da okul açığa girmi bile...
koridorda bekliyor yağmur dinsin diye...
hah bak işte güneş göründü bulutların arasından...
karanlığın orta yerine ışık süzüldü...
papazın çayırı aydınlandı...
yeni açıkta sevgililer yanyana...
sıra nihayet baba oğula da geldi
içerisi bayram yeni...
karanlık saatler bitmiş.
papazın çayırı ışıl ışıl...
okul tarafındaki amca minderini sermiş altına...
yanındaki gençlere lefteri anlatıyor...
can diyor can bartu....
bir adamı bir kez geçer döner bir daha geçerdi...
basride gözleri doluyor...
mehmetçik diyor.. güzel adamdı...
arkada gençler tartışıyor...
biri rıdvan diyor biri aykut...
ikisinin de gözünde heyecan yüreğinde umut...
yeni açıkta sevgilisine sarılıyor kız...
diyor ki en çok... tamamlatmıyor çocuk...
bir kendi üstündeki laciverti öpüyor bir kızın sarısını...
numaralıda az kişi var...
maça doğru anca dolar...
güne bile olsa esiyor denizden vicdansız...
bu sosyete yerinde adam eylülde bile donar...
bak işte yaklaşıyor fırtına....
yok yok gökte değil...
çubuklu çıkıyor sahaya...
hepsi güçel hepsi çiçek...
bu dünyada bir yar bir de çubuklu gerçek...
bugün lüks sobaların altında gördüğünüz koca koca adamlar...
işte o günlerin çocukları...
nice maçlar başladı böyle...
nice hüzün nice gözyaşı nice sevinç...
nice radyolar kırıldı sinirden...
nice yiğitler ağladı telefonda gurbet ellerde...
duaya açıldı evde anneannenin elleri...
kulakları radyoda amin dedi dilleri...
işte bugün biber gazı sıktığınız çocuklar
o radyo başındaki adamların torunları...
işte bugün çağlayanda nöbet tutanlar kale arkasındaki amcanın emanetçileri...
hani diyor ya şair...
ulusun, korkma nasıl böyle bir imanı boğar...
öyle işte...
karşımızda dünya olsa vız...
çünkü maratonun önünde sıra beklediğimiz günden bu yana
üstümüzde çubuklu var....