30 Nisan 2012 Pazartesi

uche...

çok emek var üzerimde...
çok hayır dua aldım...
kamyoncu saitin oğlu memur maaşıyla okuttu beni...
evde anam ve iki bacım...
kira ve borçlardan sonra ikiye böldüler parayı...
yarısı samsuna bana, idare etti dördü kalanla...
çok haylazlık yaptım ben lisede...
yatakhaneden kaçtım, ders astım...
kazanamadım sınavı...
hayır varmış ya her işte...
11 yaşın gurbetçisi 18inde bir yıl nihayet ailemle kaldım...
bi yandan dersane. bi yandan işe daldım...
o akşam erken geldim ama eve...
maç açık kanalda o zamanlar.. rakip zor... beşiktaş...
anadolu lisesinde hiç tutmadı şansım...
o hasan bırakıp kaçtı ya, sonrası perişan...
hep yendi bizi çarşılılar...
ama o gün erken döndüm eve.. biliyordum...
o gün milat olmalıydı...
yine yedik ilk yarı... ama inandım...
ilker attı önce... umutlandım...
sonra doksanda, o adam...
ayağı kırıldığında sakız çiğneyen dev...
ay lav yu'nun sözlük anlamı...
höghün arkadaşı, hepimizin can yoldaşı...
öyle vurdu işte... kenara koştu sonra parmağını sallaya sallaya...
19 yıl olmuş bak...
nice heyecan, nice gözyaşı nice yıkım...
caddede zafer turları...
omzumda büyüyen nice küçük çubuklu...
antep maçında yine o dev adamın kafası...
sonra rap rap baba...
rapac atıyor dört oluyor....
ya o gün...
hakeme bakıyorum verdi golü...
verdi golü altı oldu...
hala direği sıyırıyor appiahın şutu bazı geceler...
hala topun dibine dalıyor alex, stat yanmadan az önce...
ve rıdvan sağdan akıııp gidiyor...
her bir gol teek tek aklımızda, her bir sarı kart hatta...
belki taç bile...
hiç unutmuyoruz biz...
acımızı da sevincimizi de...
çünkü evladımıza miras bırakacağımız o formada kayıtlı hepsi...
çünkü baktığımız her yerde çubuklu var...
nerde bir sarı görsek yanında lacivert arıyoruz...
bulamazsak ya denize ya göğe bakıyoruz...
siz şimdi kimbilir nerelerde yine pazarlık yapıyorunuz...
belki içimizdensiniz. belki parçalı lobisinden, bilmiyoruz...
ama fırtınadan önce sessizce izliyoruz...
lefterin formasını kim koyuyorsa masaya...
onu aklımıza yazıyoruz...
sizin durduğunuz yerden  bakınca...
ayağımız kırık bizim...
öylece sakız çiğniyoruz...
ama dişimizde yüreğimiz var...
her gün acılara yatıyor, her sabah umuda uyanıyoruz...
lanet olsun puanınıza, paranıza 2020 hesabınıza...
biz sadece çubukluyu tanıyor, kocaman sevdamıza güveniyoruz...
10 ay önce söyledik, yine söylüyoruz...
kupanın değil onurumuzun peşinden gidiyoruz...
her kim puanla hesaplamaya çalışıyorsa bu sevdayı iyi bilsin;
.ir gram leke düşmüşse palamutlu armaya,
küme düşmek istiyoruz...
puan silecez diyen varsa, biz ne yapacağımızı biliyoruz...
biz sizin maddelerinize değil,
kocaman adamla kahramanlarının alın terine güveniyoruz...
ve sizden merhamet değil adalet istiyoruz...
parçalılar gibi işimize gelince değil...
zaten 10 aydır adalet için yürüyoruz...
şimdi derhal attığınız çamura bulaşan ellerinizi çekin çubukludan,
ve koca çınarın yapraklarını serbest bırakın...
çok zor okuttular beni...
babama araba aldık karımla,,, yıllaaaar sonra...
teslim alınca telefona sarılmış hemen, teşekkür etti...
sen bana ekmeğinin yarısını bölmüşsün, senin emeğin bunlarla ödenmez dedim...
yol kenarına çekip ağlamışlar anamla...
biz çubukluya ömrümüzün yarısını değil
tamamını adamışız efendiler...
ve o ömrün her günü bu emanete sahip çıkacağız...
bugün uche yok çubuklu kadroda...
ama kardeşleri var... biliyoruz...
perşembe yoboyla inönüye...
cuma onbinlerle çağlayana geliyoruz....

12 Nisan 2012 Perşembe

maral...

tam da o kaleye atılmıştı penaltılar...
yaşar kurtarmıştı...
simoviç kaçırdı...
kaç kez anlattım kimbilir...
kamyoncu sait'in oğluyla gittiğimiz maçı...
bu kez istanbuldaydım ben.. gidemedim...
ama dayım tribündeydi...
çubukluyu miras bırakacağı oğluyla...
dayım...
her maçı önündeki sehpada kalp ilacıyla izleyen adam...
80 döneminin hızlı genci...
eylemden sadece fener maçlarına kaçan hayta...
bugün aradı...
ben görevimi yaptım.. sıra sende dedi...
sıra bende değil dayı... sıra bu kez hepimizde...
borçluyuz çünkü... çok emek var üstümüzde...
leftere borçluyuz mesela....
çubukluya en ağır günlerde veda eden efsaneye...
ekrem bora'ya borçluyuz...
tabutun üstüne örtülen sarıya ve laciverte...
bakmayın siz e ile yazıldığına...
maral'ımıza borçluyuz...
en güzel dizelerin kadınına...
ceylan gibi süzüldü gitti ya aramızdan...
ne demişki gitmeden...
köklerin çınar.. onurlu uygar..
her sabah özgürlüğe doğar fenerbahçe...
tarihe kazıdı sözleri gitti...
bi de ne demişti...
içindeki çocuğa sarıl...
içimizdeki o çocuğa borçluyuz hepimiz...
efe utkuya.. daha yaşını doldurmamıştı...
erkin uçak.. 17sindeydi...
ikisi de gitmeden bizi şampiyon bildi...
topuk yaylasından selam gönderen dünya güzeli çocukların alacağı var bizden...
asgari ücretle çalışıp lisanslı forma giyen işçinin...
dokuz aydır evlat kokusuna hasret ranzada yatanlara borçluyuz...
tek bir gün eğilmemelerine.. çubuklu sevdalarına...
ve her gün babasına sevdasını haykıran o kıza...
hani asırlık umutlarla, acılarla büyüyen...
tuana...
ömrünün en önemli maçındayken futbol takımına mesaj gönderen..
edalı nazlı meleklere sözümüz var bizim...
dünyaya direniş destanı izleten kadınlarımıza...
nahit amcaya borçluyuz biz...
yollarda geçen yarım asıra...
işte şimdi gün o borçları ödeme günü...
kendimize, 105 yıllık çınarımıza...
ayetullahlara, basrilere, küçük hüseyinlere...
emanet emin ellerde deme günleri...
destan kadınlarının her gün yeniden doğurduğu umut bizimle...
ilk gittiği maçta ellerini göğe kaldıran teyzenin duaları...
9 aydır dökülen gözyaşları...
zühal ablanın totemleri...
betülün sinema günleri...
trabzonda ekran başında merve...
lüleburgazlı pazarcılar durmaz gelir...
maral ablanın dizeleri kalbimizde hala...
bak felipeye abla...
vallahi yine güzeliz, yine çiçek...
gözyaşlarımızdan çağlayan yaptık...
sevdamıza bindik dalgalarla geliyoruz...
caddeyi dolduruyoruz onbinlerle...
ve hesabın kesileceği yere yürüyoruz...
tam 6 hafta.. gece gündüz hiç durmayacağımıza yemin ediyoruz...
çünkü emeğimizi çalanları biliyoruz...
çünkü çubuklunun onurunu koruyoruz...
çünkü omzumuzda dünyanın en ağır emaneti...
canımız pahasına taşıyoruz...
haydi fenerbahçeli taraftar...
artık bütün dikkatini çubukluya ver...
kaygılarını takıntılarını unut...
saat 19.07 oldu diye sevinen manyak...
al rahatsızlıklarını gel stada...
bütün biletleri biriktiren deli...
omuz omuzaya hazır ol...
batmanda kayseride çankırıda rizede...
bedenler uzak olsa da gönüller elele...
haydi fenerbahçeli futbolcu...
bak erdoğan babayı yeni uğurladık...
gözü üstümüzde.. ruhu üstünüzde...
bu pazar en güzel yolculuğa merhaba diyin...
tek yürek olalım.. destanı yazalım...
sahaya çıkmadan durun ve dinleyin...
yayaya şaşaşalardan...
bu dünyayı yakarız senin için şampiyonluk gelince günlerine kadar...
herkes orada... hepimiz sizinleyiz...
yani kurulan ittifakarın bozalım oyunlarını...
yani fener gol gol gol...
yani sırılsıklam olsun o forma...
yani seni sevmek deli gibi yürek ister...
yani...
avaz avaz sesimiz yükseliyor tribünden...
şampiyonluk hırsını yaşıyoruz yeniden...
siz kara deryaların fenerisiniz...
en karanlık günlerde bile biz o ışığı görürüz...
hep dedik, yine diyelim...
siz çubuklu için mücadele edin,
gerekirse biz ölürüz...