23 Mart 2012 Cuma

emanet...

yatılı büyüdüm ben...
bambaşka şehirlerden gelen,
bambaşka fikirlerin, siyasi görüşlerin, geleneklerin çocuklarıyla...
çok zenginler vardı içimizde.. dolaplarında pastırma, kaymak...
çok fakirler...
meteliğe kurşun...
sağcılar vardı... dolaplarının arka tarafında gizli üç hilal...
solcular... yatağın altında ahmet kaya...
çok kavga ettik kendi aramızda...
çok girdik birbirimize...
ama hiç satmadık birbirimizi...
hiç ispiyonlamadık...
kafalarımızı duvarlara vurduk dövüşürken...
ama bir gram ötmedik..
belletici hoca camı kıranı ararken...
fenerbahçe işte bu yatılı okuldur siyasi abilerim...
bazen fena gireriz birbirimize...
sen bağırdın, ben bağırdım
oraya gelmedin buraya gitmedin...
hoca yanlış çıkardı,
futbolcular koşmadı...
spahijadan hoca olmaz..
armanın gururu sarı melekler...
kristin neden nevin filan...
siz şimdi hesaplar yapın durun...
kişilerle kurumları,,,
özellerle tüzelleri...
sinüslerle hipotenüsleri ayırın...
sonra birinizin adamı çıksın ortaya...
yüzmilyonlar vaat etsin..
sonra öteki filanca yıldızı getirsin...
parçalıları şampiyon ilan edin..
kupa anadoluya kampanyası başlatın...
ve sonra hep birlik olun gelin...
uefanızla siyasetinizle floryadan faroza...
toplanın gelin...
değil başkanı, bir tek taraftarı almaya çalışın...
bakın nasıl dik duruyo o yatılı çocuklar...
bakın kimler çıkıyo ranzaların altından...
daha köprüyü geçerken ayetullah bey karşılar sizi...
dur yolcu,,, bilmeden basıp geçtiğin bu torprak.......
çamlıcaya varmadan set çeker zeki rıza lefter cihat,
garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar.......
altunizade'yi aşarken mabedi göreceksin...
sakın şaşırma...
mazisinde bir tarih yatar...
papazın çayırından bugüne...
nice destanlar... zafer çığlıkları...
binlerce kalp çarpıntısı...
en acı hatıralar... son dakika kaçanlar...
ciğer delen hüzünler... omuzlara yaslanan başlar...
ilk heyecanlar... düğünden yetişenler...
amcaların yanında sıvışıp girenler...
karşı karşıya vurulup girmeyenler...
durul ege'nin omzumdaki ilk maçı...
ihtiyar fenerbahçelinin "ebediyyen kendine yet fenerbahçem" diyip gözyaşlarıyla vedası...
hala gücünüz varsa yaklaşın...
gebze haydarpaşa treni yanaşmış kızıltoprağa...
bir çubuklu ordusu
çakmak çakmak gözleriyle delikanlılar...
ağır ağır gidiyor arkalarından 70inde nahit diye bir çınar...  
gelin yine de siz.. toplanın gelin...
söğütlüçeşmeyi aşar aşmaz...
topuk yaylasının güleç kızanlarının gözlerine bakın...
ellerindeki defterin üstü çubuklu...
gücünüz yetiyorsa,, alın...
illa gelecekseniz cumartesi gelin...
fenerbahçenin kadınlarına anlatın derdinizi...
buraya pazarlık yapmaya geldik...
başkanınızı almaya geldik deyin...
5 saniyeden fazla bakabilirseniz gözlerine...
kimi istiyorsanız alın gidin...
cumartesi gücünüz yetmezse...
30unda biz size gelelim...
kimlerle mi?
efsanelerimiz...
küçük hüseyinle, basriyle...
hiç unutamadığımız evlatlarımız...
erkin uçakla, efe utkuyla...
taa yüreğimize işleyen 105 yıllık tutkuyla...
hayatının en önemli maçına hazırlanırken baküden futbolcular için dua eden eda'yla...
tıpkı anadolu gibi, sessiz güç, seda'yla...
kupa için başkanına söz veren naz'la...
geleceğimiz canımız recep niyaz'la...
yüreğimizin sesinden bir dua gibi bir dilek gibi
yaşadığımız duygumuzla...
8 aydır acıyla öfkeyle gözyaşıyla büyüttük biz sevdamızı...
ve her gün söyledik...
burundaki o fener sonsuza kadar solmaz...
emanet çubukluyla pazarlık olmaz...
siz güç birliğinize devam edin...
özel tüzel kişi kurum konuşun durun...
biz geri adım atmıyoruz...
başkanı kimimiz seviyoruz...
kimimiz hazzetmiyoruz...
hocamızı eleştiriyoruz...
futbolcumuza çok kızıyoruz...
ama burası yatakhane abiler...
burası fenerbahçe...
nasıl vermediysek lise açıktaki arkadaşımızı...
hepsinin yanında duruyoruz...
değil başkanı, günahımızı bile vermiyoruz...
her gün yeniden hayaller kuruyoruz, ve geleceği bekliyoruz...
tarih okuduk biliyoruz..
en güçlü imparatorluklar yıkılır...
ama FENERBAHÇE YIKILMAZ...

15 Mart 2012 Perşembe

cemre...

hepinizin bi ilk maç anısı vardır..
unutulmaz...
bi de ilk galatasaray maçı vardır...
anlatmaya doyulmaz...
hatırlayanınız vardır...
ben de anlatmıştım hani...
ankarada cumhurbaşkanlığı kupası...
çok fena sıcak.. üstelik ramazan...
daha 11 dememiş tevellüt...
oruca sabretmek Feneri beklemekten kolaydı...
susuz durulurdu da çubuklusuz durulmazdı...
ilk yarı yedik bi tane...
devrede ısındı küçük hüseyin...
atacak dedi istanbuldan gelen bıyıklı amca...
attı... bize koştu.. babama sarıldım...
penaltılarda devleşti yaşar...
simoviç kaçırdı.. ve bir de terim... fatih terim...
aldık kupayı... babama sarıldım..
niye ağladı, anlamadım...
kamyoncu saiti yeni kaybetmiştik o sene...
güzel adamdı.. sıkı fenerli...
ertesi gün ona gittik... babam maçı anlattı.. su döktük çiçeklerine...
babam ağladı.. anladım...
eve gittik... triko çubukluya sarıldım...
dün gece kadıköydeydim ben...
çok güzel çocukların arasında...
üç gündür uyku girmemiş gözlerine...
ama hala ışıl ışıl.. hala çakmak çakmak...
her maçtan önce aynı çaba.. aynı emek..
kimi ck'dan kimi vamos kimi ünifeb...
tribün güzel olsun, çubuklu dik dursun...
umurlarında değil karşılık istemek...
ceplerinde çok para yok...
sonuncuyu organizasyona vermişler...
yar yanağından gayrı paylaşmak için bisküviyi...
söylediğimiz marşlarda senin de sesin olmalı...
sabahı zor ettim...
meraktayım.. heyecandayım.. geçmiyor saatler...
ve o mesaj geldi...
bizim cemre...
16sındaydı tribüne geldiğinde 10 sene önce.. pırıl pırıl..
ne acılar, ne zaferler gördük beraber....
ankarada ahmet hassan o kafayı vurduğunda çöküp kalmıştı...
hani ankaranın en güzel yanı istanbula dönüşüydü...
yol boyu ağlamıştı trende...
caddede birlikteydik mayısta...
hem maçtan önce..
gözleri gülüyordu maçtan sonra görünce...
mesaj attı bugün cemrecik...
dedesinin fotoğrafı vardı içinde...
çok emeği geçmiş kulübe...
cemre çocukken her maçtan sonra benim gibi gidermiş işte...
anlatırmış tek tek...
kim attı, kim çubukluya layık oynadı.. kim ağırdan aldı...
uzun süredir gidememiş...
ama bu kez gidecekmiş işte...
o kabus gibi yaz gününden bu yana onanları anlatacakmış bir bir...
bi de cumartesi olacakları...
kimi anlatacak kimbilir... belki alexi.. belki şu mohikan traşlı sarı oğlanı...
gözleri dolacak belki yobodan bahsederken...
gökhan gönülde yumruğunu sıkacak şöyle bi...
ne şanlsı kız şu cemre...
kombinesi var.. girebilecek içeri...
uzakta kalacak oysa niceleri....
üç gecedir uyumayan çocuklardan kiminin bileti yok mesela...
pendikteki zeynep de uzaktan bakacak çubukluya o gün...
ankaradan kübra da bilet bulamamış...
trabzonlu merve gelir mi acaba...
ama adıyamandan gelen var biliyorum...
ister içerde ister dışarda...
herkesin içinde büyükadalı büyükadamın ruhu olacak...
herkes basri,,, herkes küçük hüseyin olacak...
çünkü artık topuk yaylasından başlayan yürüyüşün en önemli günü geldi...
çünkü caddeyi dolduranlar için,
çünkü çağlayanda çağlayanlar için,
zafer vakti...
her derbi bir şölen, her derbi bir tarih...
işte yine geldi biri daha....
batular tuanalar orada olacak...
belki çankırıdan ilk kez gelenler...
belki gözüyle değil yüreğiyle görenler...
siz amerikadan avustralyaya edirneden hakkariye...
gelemeyenler...biliniz ki kaşkollar bereler bize emanet...
ve siz sahaya çıkacak 11 kahraman...
en ağır emanet sizde...
lefterin cihat armanın can bartunun
cemilin alparslanın rıdvanın alın teri...
kendi işini kendi gören adamlar ordusu...
biliniz ki biz bütün kalbimiz ve 105 yıllık öfkemizle oradayız
hesabı kesmeye siz varsanız.. biz de varız...
dönelim o sıcak ramazan gününe...
babam işe gidecekti maçtan sonra...
bi abiye emanet etti beni...
birlikte yürüdük otobüse...
dedemi anlattım ona..
parçalılar geldi birden...
her tarafta onlar.. otobüsü doldurdular...
kağıttan şapkalar vardı o zaman.. güney çarpmasın diye...
o vardı kafamda.. boynumda bi liralık iplerden...
saklasam mı diye baktım. şapkamı elime aldım...
dayak yersem annem bi daha göndermezdi çünkü...
şapkayı kafama taktı abi..
ipi boynuma astı...
çubuklunun yere indiği gün
kamyoncu saitin boynunun büküldüğü gündür dedi...
gözlerim doldu.. ağlamadım...
parçalılar, ve bizi parça parça etmeye çalışanlar iyi duysun...
biz kamyoncu saitlerin başını öne eğdirmeyiz...
cemre kız... selam söyle dedene... bilsin ki;
bu can bu bedende durdukça.... emenetleri yere düşmez...
çubuklu parçalıya asla geçit vermez...