12 Kasım 2011 Cumartesi

günah...

cem'i nasıl bilirdiniz?
iyi bilirdik!
hakkınızı helal eder misiniz?
helal olsun!
peki... cem, sen eder misin?
...............
sebahattin abi, sen edebilir misin abi?
sessizlik.. sonsuzluk... çünkü cem emir ve sebahattin yılmaz cevap veremeyecekleri bir yere gitti...
birden.. helalleşemeden...
birkaç dakika önce çıksa otelden yıkımın haberini yapacaktı belki,
ama ikisi de acı haber oldu arkadaşlarına...
zaten ancak öyle haber olabilirdi ya, ölerek...
ölmese kimin umrunda olurdu ki, son anda kurtulduğu?
zaza kemali tanır mısınız mesela;
kuzey ıraka habere gitmişti, otomobile kurşun yağdı...
üç parmağı yok bugün...
parmaksız kameraman...
o arabada mesut gengeç de vardı, başını sıyırdı kurşunlar...
görüntüleri vardı saldırının hatırlarsınız belki...
ama 15 sene öncesini bilmezsiniz...
sürekli aydınlık için 1 dakika karanlıktı ya hani ülke,
az daha o karanlıkta yok ediyordu polis.. ölümden döndü...
bostancı baskınını bilirsiniz hepiniz... canlı yayında çatışma.. vay vay vay...
ilhan kandaz ve emre canbay adını duydunuz mu peki,
kafalarını sıyırdı mermi...
gencecik bir çocuğa saplandı...
emre akşama kadar çekime devam etti...
hilmi, cumhur, levent...
gürcü milisler delik deşik etti cipi...
leventin bir gözü yok...
hilmi mesleği bıraktı....
cumhur hala alanda...
türkiyeye döndüklerinde ilk ne duymuşlardı bilir misiniz?
"oğlum ne diye gidiyosunuz lan o tehlikeli alana?"
gitmeselerdi...
siz hiç haber dönüşü hesap kapattınız mı?
50 kuruşun hesabı soruldu mu sizden?
50 santim kar haberine giderken, clio kiraladınız mı mesela?
bu yönünü hiç görmediniz...
ama çekme lan diye ağzına vurdunuz mesela,
ya da köşe yazarlarının hıncını onlardan çıkarmak için statta para yağdırdınız!
sizin için yarı bellerine kadar suya girdiler,
çıkar çıkmaz mahalleden kovdunuz!
belki patronları arkalarında dursa yapamazdınız,
ama onlar yöneticileri için hiç var olmadılar işte,
maaş defterinde bir kelle, tabldotta bir tabak...
hala isimleri ölünce biliniyor...
uzattıkça içim daralıyor...
ben bunları yazarken,
cemin arkadaşları hala enkaz başında,
eksi 10 derecede türkiyeye haber veriyor...
kimi de feribot peşinde...
canı pahasına...
ben bunları yazarken,
sebahattin abinin ekranında "burada laf çok" yazıyor
uzun yıllar yöneticilik yapmış biri olarak benim de meselem bu işte...
bende de yazacak yer çok,
ama yatacak yer var mı? orası meçhul...

7 yorum:

  1. Attila İlhan'ın şu dizeleri rahmetli Cem Emir'in durumuna tam uyuyor gibi geliyor bana.

    '' Cinayeti kör bir kayıkçı gördü/ Ben gördüm,kulaklarım gördü/ Vapur kudurdu,kuduz gibi böğürdü/ Hiç biriniz orada yoktunuz.''

    Sevgi ve saygılarımla... Tolga ERSARI.

    YanıtlaSil
  2. Muhsin Yazıcıoğlu , vakası gibi üzücü bir olay, hayat pahalı, ölmek ucuz.

    YanıtlaSil
  3. Bazısı başkalarının yerine yaşar, bazısı başkaları için ölür!

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel bir yazı, bir çok meslek gibi bu mesleğin de bilinmeyen cefalarını ortaya dökmüşsünüz...

    YanıtlaSil
  5. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  6. koş vatandaş koş yetişen alıyor
    burda herşey çok ucuz insan
    ucuz, insanlık ucuz, iş ucuz, emek
    ucuz, emekçi bedava... biri gider
    biri gelir der yüce patronlar buna
    da müsade eder devletin patronları... Eline emeğine sağlık
    cerenimo

    YanıtlaSil
  7. yuregınıze saglık ....kalemınıze saglık...bu kadar yazılır bu kadar anlatılırdı....allah onları nur ıcınde yatırsın aılesıne sevenlerıne bızlere sabırlar versın....o ıkı ınsanıda hıc tanımazdım Van'da olen bınlerce ınsanı tanımazdım ..ama artık uykularım gıttı..huzurum gıttı...sankı bır yanım eksıldı o canlarla...

    YanıtlaSil