29 Aralık 2010 Çarşamba

bebe...

Fikri bile heyecanlandırır seni, düşündükçe kalbin kuşa döner.. İsimler geçer kafandan yüzlerce binlerce.. Aylar öncesiden alırsın beşiğini yatağını.. Gecenin bi vakti gider yatağının başına oturursun, başını sonunu hesaplayamadığın düşlere dalarsın.. Neden oradasın onu bile kestiremezsin.. Bi çabucak geçsin istersin zaman, geliversin yanıbaşına.. Bi endişeye kapılırsın, nası büyütcez yahu biz bu yavrucağı diye..

Sonraaa... Efendim sonra geliverir el kadar bedeni, dünya kadar sesiyle.. Neden olduğunu bilemezsin yine ama ağzının iki ucu biraraya gelmez o gün.. Arayan kilosunu, sağlığını sorar, sonra eee nasıl bir hismiş sorusu gelir. Cevabı en zor soru.. Ne hissini açıklayabilecek bir cümlen vardır, ne verdiğin en zekice örnek tatmin eder seni.. En ünlü şairlere, yazarlara, düşünürlere sığınırsın, kimse tarif edemez.. Ayağının yerde olmadığını bilirsin sadece, ve o an yerine koyabilecek hiç bir makam mevki bulamazsın.. Ömründe hiç bu kadar sevinmemiş, hiç bu kadar korkmamışsındır... Hayatının önce ve sonra diye ayrılacak bölümlerinin tam da orta yerindesindir çünkü...

Büyür sonra gün gün.. Gecelerce gider başında beklersin.. Ağlasa kederlenirsin, sussa kaygın içini sıkıştırır.. Nefesini kontrol edersin kimseye çaktırmadan, sana gülmesinler diye.. Eline bulaşık almamış olan sen, boklu bezi en sevdiğin filmi izler gibi gerine gerine yıkarsın.. İçine siner kokusu, ağzına süt koymamışken kendini bildin bileli, süt kokuyo diye tarif edersin.. Sütü bile sever olursun.. Artık tek derdin tasan vardır; aman ona bir şey olmasın...

Gözlerinin içi sana bakmaya başlar sonra.. Seni gördüğünde bi ışık yanar sanki orada.. En ünlü artizlere benzetilmekten hazzetmezken bi el kadar bebe sana benzetilince gevşersin, yüzün kontrolden çıkar.. Akşam nasıl olur ki o aylarda.. Eve uçmak değil ışınlanmak istersin.. Yılların sokak gezgini, asisi eve bğlanır kalırsın.. Tek bir kez gülsün diye sana saatlerce gözünü ayırmadan bakarsın...

Beklediğin olur sonra, seni kapıyı açışından tanımaya başlar.. Bir tek sende susar canı yandığında ağlarken.. Nedendir bilemezsin ama sen bir kez ağlayacağına ben öleyim sözleri dökülür dudaklarından, tanıdık da gelir aslında.. Daha korkak olursun kararlar alırken kendinle ilgili, ama eskisinden bin kat daha cesursundur hayata karşı.. Dağı del dese dümdüz edecekmişsin gibi gelir sana.. Bezini yıkamak, sümüğünü silmek, hasta olmasın diye evde ne varsa değiştirmek çock oyuncağıdır sana.. Gerekirse evini barkını şehrini terk edersin..

Ateşi çıkıverir bir geceyarısı.. Ağlar ağlar susturamazsın.. Öylece kitlenir kalırsın.. Yıllarca en zor anlarda buz gibi serin davranırken elini kaldıramazsın, dilin düğümlenir.. Ömründe hastane görmemişken gözü yaşarsa doktorda bulursun kendini.. Büyükler şöyle yap böyle et dese dinlemezsin, benim dersin o, ben büyüteceğim onu.. En nihayetinde deseler ki, kolunu ver verirsin, gözünü ver, verirsin, değil organ nakli, hayat naklini kabul edersin.. O bir gün fazladan gülsün diye gerekirse ömrünün tamanını verirsin.. İlk emeklediği gün senin için elektriğin keşfinden daha önemlidir.. İnternet bile ayağa kalktığı an kadar hayret ettiremez sizi.. Milyarlaca kez yapılmış şeyleri yapar, anlata anlata bitiremezsiniz tarihte bir ilk yaşanıyormuş gibi.. Kazık kadar adam olsa yine çocuktur sana, yine sırtta havlu, hastalıkta endişedir...

Sonrası.. Sonrası uzar gider efendiler.. Okula, üniversiteye, askerliğe, evliliğe.. Her biri ayrı roman, toplamından 220 film çıkar sana göre.. Kahkahadır, tebessümdür, sevinç gözyaşı, ya da kalbi sıkıştıran bir gerilim filmidir.. Hayatının ta kendisidir.. Bir ad koyarsın o ad senin için yaşamın yeni anlamı olur.. Tüm bunları yaparsın ve ondan hiiiç bir şey beklemezsin karşılığında.. Mutlu olsun, arada bir de sesini duyursun, yeter sana.

Gözünüzün önüne geldi dii mi ? Film şeridi gibi geçti yavrunuz aklınızdan.. Çocuğunuz yoksa yeğeniniz.. Hiç değilse düşünüzdeki yavrucak...

Siz de hep birilerinin aklından geçiyorsunuz hala bilesiniz.. İşte bu yüzden hep arayın onları.. Anne baba değeri en çok yokluğunda anlaşılan iki değerdir.. Gece demeyin, gündüz demeyin, arayın onları.. Hiç kırmayın.. Bu ne yaa, ne klasik hikaye bu da demeyin, arayın siz, ne hissediyorsanız, hep söyleyin..

Çünkü sizden tek beklentileri vardır.. Sesinizi duyurun yeter... 2011'e sizin sesinizle girsinler... Bütün yılları güzel geçer...

Apo... şaman evlat...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder