29 Mayıs 2013 Çarşamba

Kocaman...


Bir sabah anne bir sabah... diyordu şair,
Acını süpürmek için açtığında kapını...
Öyle devam ediyor sonra, bambaşka bir ülke getirirler sana, diyor...
Bambaşka şeyler anlatıyor aslında...
Daha güzel daha aydınlık günlere inananları...
Bu yolda düşenleri...
Ne çok acı süpürdük beraber...
Ne zor günlerden geçtik...
Yeni tanımamıştık seni aslında, ama yeni bulduk...
Zaten efsane değil miydin gönlümüzde...
Sigma dönüşünde Samiyen'i yıkarken...
Ya da ustanın dediği gibi, sıfıra yakın yerden, tam da sıfıra düşmüşken umutlar...
O metafizik şutu atarken...
Yine 3-0 gerideydik biz... Darmadağın...
Topuk yaylasında ne sert bir rüzgar...
Bayrağı aldın eline, takıldık peşine...
Herkes kaçacak delik ararken fırtınanın ortasında...
Bir ağaç gibi tek ve hür, ama bir orman gibi gür, dimdik durdun işte...
İki kez gördük eğilirken...
Biri Nazımın yanıbaında, diğeri taraftarı selamlarken...
Nice fırtınalarda sana tutunduk biz be hoca...
Nice geceyi kan çanağı gözlerle geçirmişken,
Nice sabahı gördük ışığında...
Taraftarız biz be hocam...
Kızdık kimi zaman...
Alex niye oynamıyor, takım öne geçince niye yaslanıyor...
Çok acı çektik işte anla...
Hep saldıralım istedik, yenelim, gülelim...
Ama gülmek istiyorduk işte onca acıdan sonra, gül istiyorduk... anla...
Adamsın diye sevdik en çok, armanın ortasındaki palamuta benzettik...
Lefterin emaneti dedik sana... Basri gibi sevdik...
Sonra ne oldu?
Yel değirmenlerine kurban verdik...
Biz Fenerbahçeliyiz hocam...
En bulutlu günlerde arkadan haylaz haylaz sızan güneşi severiz...
Ama güneş yakıp kavururken yağmur da yağar biliriz...
Öyle oldu işte...
Hayat biz gelecek için plan yaparken başımızdan geçenlerdir diyor ya Lennon baba...
Öyle işte...
Hülyalara dalmışken, sigara kağıtlarına yeni 11ler yaparken yitirdik...
Aniden...
Şimdi yine kan çanağı gözler ama elbette yine sabah...
Yine özgürlüğe doğacak Feerbahçe...
Belki çoook çok iyi bi teknik direktör gelecek...
Belki dikine orta sahalar...
Direk dibine gönderen bir forvet...
Akın akın gidecek belki Fenerbahçe...
96dan sonra sahada sensizliğe alışmıştık ya,
Kulübede de alışacağız belki...
Yine şampiyonluklar kupalar...
Belki Pierre Webo Musa Sowuyla gideceğiz Amsterdama, ya da her nereyse işte...
Ama Recep Niyaz kime sarılacak be adam?
Salih Uçan'ı kim gözü gibi sakınacak bu cehennemde...
Yarın bi gün garbın afakını yeniden sardığında çelik zırhlı duvar,
Kimin iman dolu göğsüne tutunacağız...
Burası Fenerbahçe ama dii mi, bizden daha çook adam çıkar...
Çıkar elbet...
Aslında iyi de oldu diyorum bazen biliyo musun?
Artık her kötü sonuçta bi kendimize bi Fenerbahçeye üzülürken,
Bi de seni dert etmeyeceğiz belki...
Gözlerindeki o buğu içimizi yakmayacak bi daha...
Kimbilir?
Ama nası unutacağız be hocam sen söyle!
Okul bahçesinde maç yapan çubuklu formalı çocuklar var oldukça,
Anne örgüsü o hırkalar durdukça, nasıl?
Bilmiyorum işte ya hu... Dertleniyorum öyle... Dertleşiyoruz...
Sen bizim için, çocukluğumun radyo başındaki heyecanısın...
Kadıköyden gelen gol haberisin...
Münir baba'nın mavi boncuktaki beresi, hababam'ın karton şapkasısın...
Yoğurtçu parkındaki bank, Nazlının yerindeki kaldırım taşısın...
Kızıltopraktan stada giden yolun her adımında,
Beykan'ın atacağı her golde sen varsın...
Biliyoruz yüreğinin ta ortasında hala Fenerbahçesin,
Biz stattan sarı diye bağırsak sen evde lacivertsin...
Yolun açık olsun be hocam...
Seni tanıdığım güne şükürler olsun...
Unutmadan...
Arkadaşın yeğeni olacak Haziranda..
Abisi hiç düşünmeden Aykut koydu adını...
İmzanı bekliyorlar formaya...
Borcun olsun...
Dün, bugün, yarın...
Sen bizim Kocaman gururumuzsun...

apo: kale arkasındaki tellerin arasından seni izleyen küçük çocuk


19 yorum:

  1. giden tez donsun diye su dokulur ya ardindan....
    bugun doktugumuz yaslar da o hesap be hocam...
    tez kavusalim diye..
    ama bu sefer bambaska bir ulkede, daha iyi daha guzel gunlerde..
    yuzun hep gulsun.. hoscakal.

    YanıtlaSil
  2. O kadar güzel anlatmışsınız ki ağladım. Gerçekten gençlere ne olacak? Offf kendi kendimizi harcamakta üstümüze yok vallahi.

    YanıtlaSil
  3. Kelimeler kifayetsiz.Uğurlar olsun.Dışarıda bir takımı çalıştır ve kurgulanmamış bir ligde neler yapabileceğini tüm ülkeye göster hocam.Ve çok mutlu ol.

    YanıtlaSil
  4. Ooofffffff Apo ooofffff.

    Sana mı, kendime mi, Koca yürek Aykut'a mı bilmiyorum.

    Ama ooffffffff işte. Dinine yandığımın dünyası...

    YanıtlaSil
  5. söylemesi zor geliyor şu anda ama , ben yıllarca lisesinden mezun olduğum o takımın taraftarıydım. Sonra bir 3 temmuz sabahı ateş düştü içime. aşka düştüm, yandım belki de geçen yıllara. Fenerbahçe bir yangın gibi girdi hayatıma. Sonra çağlayan, cadde, Kadıköy derken bugün geldiğim noktada gerçekten benim hayatım Fenerbahçe. Sizler kadar söz hakkım yok elbette biliyorum. Ama bu karanlık, hastalıklı dünyada, hiç bir şey yolunda gitmezken Aykut Hocam her gülümsediğinde bir umut doğdu benim içime. Fenerbahçeli olmak böyleymiş. Çok sevmek, çok sevinmek,çok gururlanmak, çok üzülmek, çok ağlamak ama hep en çok, hep en derinden yaşamak. Güle güle git hocam.. ben sana her baktığımda , sen her konuştuğunda gurur duydum, diğerlerine bakıp. Kaleminize sağlık geronimo Apo. sözler kalpten ele düşemeyince sizi okumak ilaç oluyor.

    YanıtlaSil
  6. burya yazılanları da okur umarım... sağolun...

    YanıtlaSil
  7. Aykut Kocaman, 96'da şampiyonluğu unutan bir nesle bunu yeniden hatırlattı. Tarihimizin en anlamlı 2 şampiyonluğunda onun imzası var. Yolun açık olsun Kocaman yürekli adam

    YanıtlaSil
  8. Sabah sabah beni ağlattın be kardeş.Demek benim yanımdaki çocuk senmişsin yeni açık değil mi?Aykut Kocaman gibi bir teknik direktör gelmedi ve bundan sonra da zor gelir.

    YanıtlaSil
  9. Bu blog için teşekkürler, Aykut hocam'da umarım bunu okur ve biz biliyoruz ki o bizim KOCAMAN gururumuzdur..

    YanıtlaSil
  10. Arkadaş ben de olsam bunları yazardım diyorum. Altına imzamı atarım diyorum.. ama öte yandan da okurken gözlerim yaşarıyor... Aziz Başkan`ın esaretten kurtulduğu günden sonra yapılan miting son ağladığım gündü Fenerbahçe`m için...Bu bizim kaderimiz...Bize huzur yok...

    YanıtlaSil
  11. Abi kalemine sağlık... Yeri doldurulamaz bir insanı uğurlamak için, akıldan çok kalp lazım bence de... Ama akıl bile isyan ediyor bazen...

    YanıtlaSil
  12. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  13. Ben küçüktüm ilk gidişinde, 8 yaşında.. O yüzden pek baş etmeyi bilmiyorum ; Bu burukluk nasıl kayboluyor abi ? Bir el uzatın... Lacivert olmadan sarı sevilir mi abi ?

    YanıtlaSil
  14. Kimse bir Aykut KOCAMAN değil maalesef.
    Buraları okuyorsan bize küsme hocam. Biliyorum sen küsmezsin. Fenerbahçe bizim dünyamız, sen Atlas gibi dünyamızı taşıdın sırtında. Herşeyin farkındayız merak etme. O ayak oyunlarını yapanlar silinir gider ama seni kazısalar çıkaramazlar bu kulübün tarihinden, hele de gönüllerimizden.
    Yolun açık olsun. Umarım değerini şimdiye kadar anlayamayanlar gidince anlarlar ve yolun tekrar döner ocağına. O günü bekleyeceğim.
    Her şey için, tüm fedakarlıkların için teşekkürler hocam. Hakkını helal et.

    YanıtlaSil
  15. Küçükken sokakta futbol oynarken iki efsanemiz vardı birisi Aykut diğeri Rıdvan, birbirimize pas attığımızda "Rıdvanın pası Aykut vurdu GOOOLLL" sesleri ile geçirdik çocukluğumuzu, yıllar geçti gençliğimizde izledik KOCAMAN yürekli futbolcuyu, çizgiye inerek sıfırdan vurduğu şut gol oldu ve efsanevi geri dönüş başladı, Trabzonda vurdu 7 sene sonraki efsanevi şampiyonluk geldi. Bu formayla 8 sene rekorlar kırarak futbol oynadı... Sonra takıma sportif direktör oldu ve arkasından Teknik Direktör… Gerek futbolculuğunda gerekse teknik ADAM olduğu hiçbir dönemde kimseyi satmadı, arkasında iş çevirmedi bir kaç kez ayrılmak istedi kimse gitmesini istemedi 3 temmuz sürecinde Fenerbahçe SK yöneticilerinin dahi yapamadığı duruşu gösterdi... 3 sene hocalık yaptın bu takımın başında ilk sene rekor kırarak şampiyon yaptın, ikinci sene herkes tarafından idam edilmiş, oyuncuları dağıtılmış, medya-yargı-emniyet üçgeninde yok edilmeye çalışılan takıma 30 senedir alınmayan Türkiye kupasını aldırarak rakiplerimiz tarafından yapılacak muhtemel dalga konularının önüne geçmiş ve playoff da yarım puanla şampiyonluğu kaybetmiş, son senesinde tarihi başarı olan E.L. de yarı final+Türkiye kupası+Lig 2. ama ne yaparsa yapsın kimseye yaranamamıştır... Çünkü bu ülkede işini onuru ile yapan kimse hakettiğini bulamamıştır, maalesef bu ülkede kim kavga ederse, edepsiz davranırsa, Fenerbahçe’den ayrılırken tazminatlarının peşine düşerse, çalar çırpar popülist söylemlerde bulunursa o prim yapar!!!!! Sevgili taraftarımız, renkdaşlarım umarım yönetim, Sn. İsfendiyar Zülfikari’nin dediği gibi “Bizi şampiyon yapacak bir hoca” getirir ve taraftarımız çok daha büyük başarılara şahit olur…. SELAM OLSUN SANA EFSANEM KOCAMAN YÜREKLİ ADAM YOLUN AÇIK OLSUN…

    YanıtlaSil
  16. Sen gittin ya,artık hep bir eksik olacağız...Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak...Canımı,AYKUT KOCAMAN a sahip çıkamıyor olmak,yakacak her zaman..İliklerime kadar Fenerbahçe li olmak bana yetmiyor artık.Düzene karşı,futbol adı altında geliştirdiğim umutlarım da,seninle birlikte gitti.Kursağımda bir düğüm var,ardını sen getir usul usul..

    YanıtlaSil
  17. yorumlar yazıdan daha iyi anlatıyor ne demek istediğimi... özellikle hülya hanımın yorumu.. sağolun...

    YanıtlaSil
  18. yazı çok güzel, yorumlar çok duygulu.
    Ama yine de hiçbir yazı anlatamıyor işte bir türlü içimdekini. Bu saatten sonra kim ne yazarsa yazsın, kim ne söylerse söylesin anlatamayacak da. Gitti sonunda. Hem de her şeye yeniden başlama umudunu taşıyorken uzun bir aradan sonra.

    Kazandığı başarılardan sonra kolay kolay gülmüyordu. Çünkü Fenerbahçe gibiydi. Etrafındaki o dönen çarkı, o berbat iklimi unutup biraz olsun sevinmeye başladı mı, biraz olsun farkındalığını kaybetti mi; bir balyoz inebileceğini, ona bu sevincin çok görüleceğini biliyordu.

    Fenerbahçe gibiydi. En çok o çalışır, en çok o didinir, en çok o düzgün davranır; ama en çok ona saldırılırdı. En çok onun hakkında yalanlar söylenirdi.

    Hem en çok sevilen, hem en çok sevilmeyendi. Fenerbahçe gibi.

    Fenerbahçeli bir parçamız gitti işte. Gittin ya da gönderildin hocam.

    Ben, diğer tarafta Terim gibi biri dururken, o aydınlığınla halkın takımının kulübesinde duruşunu sevdim.
    Bir galibiyet sonrası deplasmandan dönerken, havalanında Fenerbahçe'ye dair, yurda dair kitapları okuyuşunu sevdim.
    Recep'in sana bir baba gibi sarılmasını, daha önce hiç benzerini görmediğimiz Salih'i bize izletmeni sevdim.
    Kim ne haksızlık yaparsa yapsın, Fenerbahçe'nin başında bunun farkında olan birisinin olduğunu bilmeyi sevdim.
    Ben en çok, Avrupa'da senin ellerinde kupamızın yükselmesi ihtimalini sevdim hocam.

    Seninle gelecek hayalleri kurduk, kurmaya devam edeceğiz.
    Birgün döneceksin. Sana vefa gösterenlerin olduğu bir kulüpte, senin kıymetini bilen bir stadta olacaksın tekrar.
    O güne kadar yolun açık olsun hocam. Sen bizim öyle böyle değil, kocaman gururumuzsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında herkesin bir hikayesi Kocaman yurekle benim de bir hikayem var yaşım 24 hatırladığım ilk maç 96 daki Trabzon maçıydı .O gün disaridaydim maglum evin bahçesinde top pesindeydim.Evin penceresinden skoru soruyodum en son duydum ki 2-1 almışız diydumki Kocaman adam bizi Şampiyon yapmış.Işte o gün çıktım eve ilk defa o gün giydim formami bu yüzdendir bu hayatta tek hayran oldugum insanın Aykut Kocaman olması.Sonra büyüdük bir gün duyduk Hoca donuyo cubuklusuna geri donuyo .O gün dedim artık ne olursa olsun Aykut Hocaya destek zamanı hiçbir zaman onun peşini bırakmama zamanı kendisini stad dışında hiç görmedim gorsemde nasil bir davranış gösteririm bilmiyorum .Dediğim gibi herkesin bir hikayesi vardı Aykut Kocaman bizim icin bir hoca deildi bugüne geldik başkan bu olayla bizi çok kırdı artık gemileri yaktik .Hocama selam olsun geri dondugunde herşeyin istediğin gibi olması dileğiyle hocam unutmadan sen bizim Kocaman gururumuzsun

      Sil