13 Haziran 2012 Çarşamba

maraton...


daha tren tam durmadan açımırdı kapılar...
ve sabırsız ayaklar atlardı kızıltoprak istasyonuna...
hız kesmeden devam ederdi adım sahipleri...
tren yeniden hareket ettiğinde onlar sokağa inmiş olurdu...
içlerinde bir baba oğul...
çocuğun gözleri ürkek...
yanda bir kız bir oğlan.. sarmaş dolaş...
biri sarı giymiş biri lacivert...
bir sevdanın iki yarısı...
önce bi uğultu uzaktan, sonra kulaklara çalınan melodiler...
tanıdık bir final...
senin sevgin bu dünyadaaaa.....
baba maratondan alacakmış bileti... 
oğlanın ilk maçı güzel yerden izlesin...
sevgililer yeni açığa.. adnan abinin hastasıyız...
eyvah yağmur başladı...
bak karşı yoldaki amcanın şemsiyesi de yok...
of kuyruk da fena...
yola çıkan köprü izdiham...
abiler çocuk var biraz yavaş...
duvar dibine su dolmaya başladı...
aşağıdakilerin bilekler suda...
dert eden yok ama...
dillerinde hoş bi sada...
senin sevginle geldiikkkk bu şerefsiz dünyayaa....
baba ceketini çıkarmış oğlanın kagaya omza dolamış...
gömlek sırılsıklam...
üşüdüysen gidelim oooluummm...
çocuğun gözler ürkek diil artık ışıl ışıl...
baba seni çok seviyorum....
kemik gibi abiler var kuyrukta...
çakmak çakmak bakıyorlar...
belli ki kalplerinde en çok
Fenerbahçeyi yaşatıyorlar...
şemsiyesiz amca da okul açığa girmi bile...
koridorda bekliyor yağmur dinsin diye...
hah bak işte güneş göründü bulutların arasından...
karanlığın orta yerine ışık süzüldü...
papazın çayırı aydınlandı...
yeni açıkta sevgililer yanyana...
sıra nihayet baba oğula da geldi
içerisi bayram yeni...
karanlık saatler bitmiş.
papazın çayırı ışıl ışıl...
okul tarafındaki amca minderini sermiş altına...
yanındaki gençlere lefteri anlatıyor...
can diyor can bartu....
bir adamı bir kez geçer döner bir daha geçerdi...
basride gözleri doluyor...
mehmetçik diyor.. güzel adamdı...
arkada gençler tartışıyor...
biri rıdvan diyor biri aykut...
ikisinin de gözünde heyecan yüreğinde umut...
yeni açıkta sevgilisine sarılıyor kız...
diyor ki en çok... tamamlatmıyor çocuk...
bir kendi üstündeki laciverti öpüyor bir kızın sarısını...
numaralıda az kişi var...
maça doğru anca dolar...
güne bile olsa esiyor denizden vicdansız...
bu sosyete yerinde adam eylülde bile donar...
bak işte yaklaşıyor fırtına....
yok yok gökte değil...
çubuklu çıkıyor sahaya...
hepsi güçel hepsi çiçek...
bu dünyada bir yar bir de çubuklu gerçek...
bugün lüks sobaların altında gördüğünüz koca koca adamlar...
işte o günlerin çocukları...
nice maçlar başladı böyle...
nice hüzün nice gözyaşı nice sevinç...
nice radyolar kırıldı sinirden...
nice yiğitler ağladı telefonda gurbet ellerde...
duaya açıldı evde anneannenin elleri...
kulakları radyoda amin dedi dilleri...
işte bugün biber gazı sıktığınız çocuklar
o radyo başındaki adamların torunları...
işte bugün çağlayanda nöbet tutanlar kale arkasındaki amcanın emanetçileri...
hani diyor ya şair...
ulusun, korkma nasıl böyle bir imanı boğar...
öyle işte...
karşımızda dünya olsa vız...
çünkü maratonun önünde sıra beklediğimiz günden bu yana
üstümüzde çubuklu var....


















1 yorum: