22 Ekim 2011 Cumartesi

acı...

7 bin 600 gün... belki biraz daha fazla...
bu kadar uzun bu kadar kısa sürdü hayatları...
20 bin kez acıktılar ortalama...
30 bin bardak su içtiler...
kaç kez kuru fasülye yediler bilmiyorum...
ya da kaç kez kavga ettiler arkadaşlarıyla...
aşık oldular mı acaba, fırsat bulabildiler mi?
kesin bir platonik durumları olmuştur...
yan sınıftaki selma'ya mesela...
belki kavgacı lanet herifin tekiydi bi tanesi,
belki birkaçı...
mahalleden gelip geçenlere sataşırlardı..
olur mu olur!
belki öyle böyle fanatik değildi istanbullu olan...
beni daha çok fenerliler okuyo ya;
kadıköyün müdavimiydi belki...
cimbomun takım otobüsünü taşlamıştı 4 sene önce...
süreci bu günlere getirenler günlerdir yazıyo işte orda burda...
herkesin dilinde bir anne...
nasıl dayanırdı o analar bu acıya...
nasıl beklenirdi sabaha kapı çalacak mı diye titreyerek!
çatışmayı duyunca telefonlara giderdi ya eller,
açılmayınca umutlar nasıl sıcak tutulabilirdi!
her birinin ne sıcak öyküleri anlatıldı...
hepsi birer kahramandı..
o kahramanlardan kaçı bizden iş istedi kimbilir askere gitmeden?
kaçına küfür ettik arabamızın önünden geçti diye?
oysa şimdi pırıl pırıllar hepimizin gözünde,
sudan berrak, beyazdan daha ak...
bizim için öldüler diye mi acaba?
yoksa kendi acımızı onlar üzerinden mi yaşıyoruz?
onlar üzerinden mi temizliyoruz ruhlarımızı, vicdanımızı
neden yüceltiyoruz onları...
gerçekten onlara saygıdan mı?
eğer öyleyse..
bitsin diye ne yapıyoruz mesela...
statta siyah giyiyoruz, slogan, küfür. vee rahat vicdanlar...
bi bayrak alıp yürüyoruz.. isyan slogan...
bombalıyoruz. ateş ediyoruz... yeni ölüler.. genç ölümler...
sokakta liselilere bakıyor muyuz mesela?
gencecik haşarı, otobüste bize yer vermeyen liselilere...
3 yıl sonranın potansiyel şehitlerine...
üniversitede iş yerinde aralıkta kısa dönem gidecek arkadaşımız mesela...
döneceğinden emin miyiz?
dönmezse ne olur? üzülürüz. ağlarız. gömeriz.. sonra?
üzülmeyi ağlamayı epey öğrendik...
uzman olduk yas tutmada...
peki ya ölümleri durdurmak için ?
onlar canını verdi ya bizim için...
canını diyorum.. hayatını...
biz kendi önceliklerimizden vazgeçebilir miyiz?
kendi ön yargılaramızı aşabilir miyiz çözüm ararken?
egomuzu yenebilir miyiz vatan millet barış adına?
ölümler bitsin diye nefretimizi öldürebilir miyiz?
çukurca şehitleri... her biri kardeşim...
belki küfür ettiler bana 3 yıl önce...
belki vapur kuyruğunda önüme geçti biri...
helali hoş olsun...
hoş görebilecek miyiz şehit olmadan insanları?
günlerdir anneler üzerinden köşe dolduran abiler ablalar,
analar ağlamasın diyeeeee politika yapanlar...
bi kaç sorum olacak...
kaç kez ateşlendi acaba uykusunda çukurca şehidi mustafa,
kaç kez üstünü açtı reşit?
hangi yemeği en çok sever hüseyin?
mahallede en çok kimle kapıştı birol?
hangi ilaca alerjisi var mesut'un
ortaokulda kaç dersten kaldı ufuk?
yine hepsi gecekondudan tek göz odadan iki artı birden ya bu aslanların..
yine hepsi alibeyköy, pursaklar, aşağı mahalle...
kaç vasıtayla okula gitmişlerdi küçükken kim bilir ?
bilemeyiz sayamayız...
ama o cenaze günleri hatırladığınız anneler,
hepsini sayar size ezberden...
ve biz şehitlerin adını bile unuttuktan taaa 25 yıl sonra
hala hatırlıyor olacaklar hepsini...
bugün öteki diye bakıp dudak büktüğünüz gencin tabutuna omuz vereceksiniz belki seneye,
bir oğlunu pankart yüzünden içeri çıktığınız bir anne,
yarın ötekini siirtte vatana feda edecek belki,
cenazede yanyana duracaksınız...
bugün arkasından küfür ettiğiğnizle
yarın omuz omuza yürüyeceksiniz...
aslolan insandır efendiler...
aslolan hayattır...
elbette vatana benim canım da fedadır...
ama şu içerdeki odada yatan yavrucak var ya,,,
onun aldığı her nefes,
bana binlerce vatandır...

2 yorum:

  1. Ben bu yazının son satırında dayanamadım artık, salya sümük hüngür hüngür, hıçkıra hıçkıra ağladım. Sağ ol büyük reis, sağ ol.

    YanıtlaSil
  2. Gidin sarilin oglunuza kiziniza. ananiza babaniza. yarin degil. simdi....

    YanıtlaSil