1 Kasım 2011 Salı

miras...

şair ne diyor sevdiğine;
ben sende bütün aşklarımı temize çektim...
bu direncin öyküsü budur işte...
acıların, söylenemeyenlerin, isyanların temize çekilmesi...
umutların, sevdaların, tek yürekte toplanması...
nasıl milyonların bir ortak sevdası varsa,
bu da bütün yazıların ortak duygusudur işte...
bu satırların yazarı sulu gözlü bir adamdır...
babasına sarılan kız çocuğu görse ağlar, oğlunu arayan bir anaya dayanamaz...
bu satırların yazarı sizlerle dertleşir durur buralarda...
acısına ortak eder eşini dostunu...
ömründe hiç görmediği insanlar omuzlayıverir derdini tasasını...
dünyanın öbür ucundan gencecik bir kız çocuğu iki kelam eder yazısına...
ya da adanadan bir ağa... safi yürek...
bir kız babası onun satırlarıyla döker tuttuğu gözyaşlarını...
bir evlat anasına sarılarak okur içini döktüğü satırları...
19 temmuzu hatırlar mısınız mesela,
basrileri, lefterleri, canları fikretleri anmıştık hani,
tek tek kutlamıştık bayramlarını...
hani oğluna forma almak için cebindeki son parayı veren asgari ücretliyi,
sarı lacivert ipleri şişiyle sevdaya döken anneleri...
sevdiği sevinsin diye çubuklunun kazanmasını isteyen genç kızı,
 ya da fenere gol atanlara küfür yağdıran anneanneyi...
ilk maça kimleri çağırmıştık hatırladınız mı?
küçük hüseyin gelmişti kale arkasına,
maratonda basri dirimliliyle karşılaşmıştı bozkurt...
kalpaklı kansu numaralı da ayetullah beyi görüp nasıl da şaşırmıştı?
yüreğiyle gören erdal abi gözü kulağı eşrefiyle migros alttaydı yine...
kemik değil miydi o sarı lacivert şampiyon feneri başlatan...
adnan abi haala feener feener diye tek tip...
sonra takıma destek gereklmişti de kimler koşmuştu maratonun altındaki mağazaya,
üç küçük velet oradaymış, ben görmedim...
şu bir şey almasak da desteğe geldik diyen işçiye yetiştim ama,
bir de haftalıklarını biriktiren şu garson çocuk...
hadi hepsi neyse de, bizim ercan adana kebabı masada bırakıp kalkmış ya yetişmek için!
bugün kimseyi çağırmamıştım oysa...
bizbize izleyelim istedim...
bakalım altından kalkabilecek miyiz yükün dedim,
mirasa sahip çıkabilecek miyiz görelim istedim...
rica ettim zeki rızalardan lefterlerden canlardan,
ben sizi onbire koydum ama siz uzaktan izleyin dedim...
yanlışım varsa düzeltin...
11 tane basri gördüm bugün... 11 tane lefter...
küçük hüseyin, cemil, can, fikret...
11 tane hanife teyze gördüm...
sahada çubuklu forma ören...
11 tane erdal abi saydım...
sahada yüreğiyle gören...
11 tane seyit onbaşı gördüm sahada...
11 tane mustafa 11 kemal...
11 tane CAN gördüm, 11 tane ER...
kenarda bir kocaman adam ilişti gözüme...
forma numarasını hatırladım: 11...
11 değil aslında onlar işte: iki tane bir...
1 tribün, 1 takım...
çünkü artık çubuklu için herkes tek yürek...
çünkü artık çubuklu için herkes bir...
artık her maç hepimiz oradayız...
her kim bir koltuğu boş bırakıyorsa...
biz onun açığını hepimiz kapatıyoruz..
her kim sahadan atılıyorsa,
arkadaşlarını onun yerine daha çok koşuyor...
yıllarca beklemiştik ya işte...
sahaya yüreğini koyan takım diye...
bizi bir kişi eksilterek alt etmeyi düşünen varsa,
artık mecaz değil gerçekten bin geliyoruz...
sahadaki her kardeşim...
hepinizin önünde saygıyla eğiliyoruz...
koç gibi adam kaptanı nasıl öptüyse
hepinizin alnından öpüyoruz,,,
çünkü farkındayız...
çünkü biliyoruz...
kulakların çınlasın hasan ali...
artık sahiden çoğalarak geliyoruz...
bu mirası babadan aldık
evlada gurunla taşıyoruz...

4 yorum:

  1. Ben bu yazıların hastasıyım.
    Sessizce okuyup geçiyorum çoğu zaman.
    Ama ne zaman görsem bir yerde sarı-lacivert 'buradayım!!!' demek geçiyor içimden.

    YanıtlaSil
  2. sessiz bir çığlık bizimkisi. Sadece FENERBAHÇEBENİM diyenlerin duyabildiği bir frekansta. Giderek yaklaşıyor rezonans. Tuzla buz edecek karşısında ne varsa. Twitter @Adn1907

    YanıtlaSil
  3. İnadına Fenerbahçe...

    YanıtlaSil